top of page

Yükseklik Algısı / Yüksekten Düşmenin Fiziği

  • Yazarın fotoğrafı: Canip BALTA
    Canip BALTA
  • 15 Tem
  • 11 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 17 Tem

ree

Yaşadığımız süreç içerisinde birçok defa işimiz veya gündelik yaşantımız içerisinde yükseğe çıkıyoruz. Çıktığımız yüksekliklerin bir kısmını tehlikeli ve ölümcül olarak algılıyor, büyük bir kısmını ise tehlikeli olarak algılamıyoruz.


Uzun yıllardır yüksekte çalışma konusunda eğitim ve danışmanlık hizmetleri veriyoruz. Edindiğimiz tecrübeler ve yapmış olduğumuz gözlemler sonucu ülkemizde yüksekte çalışma ile ilgili olarak üç ana problemin olduğunu düşünüyoruz. Bunlar;


  • Ölümcül ve tehlikeli olarak algıladığımız yükseklik seviyesi olması gerekenden çok daha fazla.

  • Yüksekten düşmeyi önleyici ve durdurucu sistemler hakkında yeterli bilgimiz yok ve çalıştığımız yüksekliğe ve işe uygun düşmeyi önleyici ve durdurucu sistemleri kullanmıyoruz.

  • Kendimizi bağlayacak yerimiz yok diye bahane üretiyoruz.


Bu problemlerden en önemlisinin belirli yükseklikleri ölümcül ve tehlikeli olarak kabul etmeyişimiz olduğunu düşünüyoruz. Çünkü tehlikeyi kabul etmediğimiz zaman önerilen veya alınan tedbirler saçma gelmekte, uygulanabilirliği ve sürdürülebilirliği olmamaktadır. Bu durum iş sağlığı ve güvenliğinin tüm süreçleri için geçerlidir. Bu nedenden dolayı tehlikenin varlığını kabul etmemizin tedbir alma yolundaki ilk adım olduğuna inanıyoruz.


Yüksekte çalışan insanların bulundukları belirli yükseklikleri ölümcül veya tehlikeli yükseklikler olarak algılamadıklarını belirtmiştik. Bunun temel sebebi yüksekten düşmenin fiziğini bilmememizdir. Bu yazımızda yüksekliğin ne kadar tehlikeli bir durum olduğunu açıklamaya ve yükseklik algımızı değiştiremeye çalışacağız.

  

Yüksekliğin ne kadar tehlikeli bir durum olduğunu anlamak için öncelikle yüksekliğin ve yüksekte çalışmanın tanımına bakalım.


Yükseklik: Bir şeyin üstü ile altı arasındaki dikey mesafe. ( TDK )


Yükseklik: Adım atamayarak çıkamayacağımız yer. Bir insanın denge noktası ikinci bel omurudur. Yani ikinci bel omurunu geçen yerler yüksek olarak kabul edilir. ( Anonim )


Yüksekte Çalışma: Seviye farkı bulunan ve düşme sonucu yaralanma ihtimalinin oluşabileceği her türlü alanda yapılan çalışma; yüksekte çalışma olarak kabul edilir. ( Yapı İşlerinde İş Sağlığı Ve Güvenliği Yönetmeliği )


Bu tanımlara göre bir masanın üzerinin ( yaklaşık 1 m diyelim ) yüksek bir yer olduğunu söyleyebiliriz. Tanımlara göre masanın üstünün yüksek olduğu hepimiz için doğrudur. Peki, gerçekte biz bir masanın üstünü yüksek olarak algılıyor ve tehlikeli kabul ediyor muyuz? Böyle bir yükseklikte düşmeye karşı bir tedbir alıyor muyuz? Çoğumuz için bu soruların cevabı hayır olacaktır. Eğer cevabınız evet ise kendinize şu soruyu sormanızı istiyoruz. Masanın üzerine veya benzeri yüksekliklere çıkınca düşmeyi engellemek için tedbir alıyor musunuz? Cevap çoğunuz için hayır olacaktır. Yine cevabı evet olan kişiler çıkacaktır. Bu kişilere de ‘’Evinizde veya iş dışındaki yaşantınızda böyle bir yükseklikte tedbir alıyor musunuz? ‘’ sorusunu soruyoruz. Cevap yine çoğunlukla hayır olacaktır. Elbette buna da evet diyecek kişiler çıkacaktır. O zaman bu kişilere mükemmel insanlar olduklarını söyleyebiliriz.


Burada ev ve sosyal hayatımızla işyerimizi kıyaslamanın saçma olduğunu düşünebilirsiniz. Bu şekilde düşünmenin kesinlikle yanlış olduğu görüşündeyiz. Çünkü yükseklik evrensel bir tehlikedir. İş yerinizde tehlikeli ve ölümcül olarak kabul ettiğimiz yükseklikler iş dışındaki hayatımızda da tehlikelidir.


Büyük bir çoğunluk için verdiğimiz örnekteki yükseklik gerçek bir yükseklik ( tedbir alınması gereken ) olarak kabul edilmemektedir. Sözde evet hepimiz bir masanın üzerinin veya 1 m yüksekliğin yüksek ve tehlikeli olduğunu söylüyoruz. Bu durum lafta kalmaktadır. Gerçekte davranışlarımız söylediklerimizle uyumlu değildir. Bu durumu yapacağınız gözlemlerde kesinlikle göreceksiniz.


ree

Yapmış olduğumuz eğitimlerde katılımcılara her zaman sorduğumuz bir soru var. Sizin için gerçekte yükseklik kaç m’dir? Kaç metrelik bir yükseklikten sonra gerçek anlamda düşmeyi engelleyecek ve durduracak tedbirler alırsınız? Bu sorulara verilen cevaplar genellikle 5 - 10 m arasında olmaktadır. 5m ve altındaki yüksekliklerden düştüğümüzde çoğu zaman önemli bir şey olmayacağı veya hafif yaralanmaların olacağı görüşü oldukça yüksektir. ‘’Sizin için yükseklik kaç m’dir ?’’ sorusunun yanında aldığımız cevaplara istinaden ‘’3 m lik bir yükseklikten düştüğünüz zaman vücudunuza ne kadar kuvvet biner ?’’ sorusunu da sormaktayız. Bu soruya da aldığımız cevaplar genellikle vücut ağırlığımızın 2-5  katı ( 100 kg- 500 kg ) arasında olacağına dair cevaplar verilmektedir. Verilen bu cevaplar yüksekten düşme için doğru cevaplar değildir. Cevapların neden doğru olmadığını anlamak için bir örnek üzerinden konuyu açıklamaya çalışalım.


Örnek:


80 kg lık bir adam 1-2-3-4-5 m ‘lik yüksekliklerden sert bir zemine ( beton ) düşerse vücuduna ne kadar kuvvet biner?


Bu sorunun cevabını etkileyen birçok faktör vardır. Yükseklik, ağırlık, düşme hızı, yavaşlama süresi, yavaşlama mesafesi, düşülen yüzeyin sertliği ve düşüş pozisyonu. Burada yapılan hesaplamalar ortalama hesaplamalar olacak ve bazı parametreler deneysel olarak ele alınacaktır.


  • m: kütle (kg)

  • g: yerçekimi ivmesi (9.81 m/s²)

  • h: düşme yüksekliği (m)

  • t: düşme süresi (s)

  • v: yere çarpma anındaki hız (m/s)

  • d: durma mesafesi (m)

  • Δt: durma süresi (s)

  • F: vücuda etki eden kuvvet (N)


Sorunun cevaplarını bulmak için 2 formül kullanılmaktadır.


1.Formül - Zamana Göre Kuvvet ( Momentum Prensibi ) 


F = m x a


a = Δv / Δt ( Formülde yerine koyulacak )


F = m × Δv / Δt


Not : Δt durma süresi (s) genellikle teorik değil, deneysel veya tasarım kabulleriyle belirlenir. Tüm hesaplamalarımız sert bir zemine ( beton ) çarpmaya göre yapılacaktır.

Senaryo

Δt (saniye)

Beton zemin çarpması

0.05 – 0.1 s

Vücut bacaklarıyla yumuşatma

0.2 – 0.4 s

Düşüş durdurma sistemleri

0.5 – 1.5 s

 

2.Formül - Mesafeye Göre Kuvvet ( Enerji Prensibi )


Kinetik Enerji = 1/2 x m x v2


İş = kuvvet x mesafe = F x d


F x d = 1/2 x m x v2


v = √(2gh) ( Formülde yerine koyulacak )


F = m × g × (h / d)


Not : d durma mesafesi (m) genellikle teorik değil, deneysel veya tasarım kabulleriyle belirlenir. Tüm hesaplamalarımız sert bir zemine çarpmaya ( beton )  göre yapılacaktır.

Senaryo

d (metre)

Sert Zemin ( beton )

0.02 – 0.05 m

Yarı yumuşak zemin

0.1 – 0.3 m

Yum uşak zemin ( kum )

0.5 – 1.0 m

 

Her iki formül içinde 1 m’lik düşüşleri hesaplayalım ve daha sonra diğer yükseklikleri de içeren karşılaştırmalı bir tablo oluşturalım.


1.Formül - Zamana Göre Kuvvet ( Momentum Prensibi ) 


Serbest düşen cismin hızı = v = √(2gh)


v= √ ( 2 x 9,81 x 1 ) = 4,43 m/s ( yuvarlanmıştır )


F = m × Δv / Δt


F= 80  x 4,43 / 0,1 = 3.544 N

 

2.Formül - Mesafeye Göre Kuvvet ( Enerji Prensibi )


F = m × g × (h / d)


F = 80 x 9,81 x ( 1 / 0,05 ) = 15.696 N

 

Zamana ve Mesafeye Göre Kuvvetlerin Karşılaştırılması

Yükseklik (m)

Düşme Süresi (s)

Çarpma Hızı (m/s)

Kuvvet (N) – Mesafe (Sert Zemin, 0.05 m)

Kuvvet (N) – Süre (Sert Zemin, 0.1 s)

1

0,45

4,43

15.696

3.554

2

0,64

6,26

31.392

5.011

3

0,78

7,67

47.088

6.138

4

0,90

8,86

62.784

7.087

5

1,01

9,90

78.480

7.924

 

Her iki formüle göre hesaplama birimi olarak sonuçlar Newton çıkmıştır. Bunu kilogram-kuvvete çevirmemiz gerekmektedir.


kgf ( kilogram-kuvvet ) : 1 kgf ≈ 9.81 N

Yükseklik (m)

Düşme Süresi (s)

Çarpma Hızı (m/s)

Kuvvet (kgf) – Mesafe (Sert Zemin, 0.05 m)

Kuvvet (kgf) – Süre (Sert Zemin, 0.1 s)

1

0,45

4,43

1,600

361

2

0,64

6,26

3.200

511

3

0,78

7,67

4.800

626

4

0,90

8,86

6.400

722

5

1,01

9,90

8.000

808

 

Hesaplama sonuçlarında gördüğünüz üzere zamana ve mesafeye bağlı olarak farklı sonuçlar çıkmaktadır.


Neden Farklı Çıkar?


Çünkü:


  • Enerji formülü iş = kuvvet × mesafe prensibine dayanır (iş ve enerji korunumu).

  • Momentum formülü ise itme = kuvvet × zaman prensibine dayanır (momentum korunumu).


Ancak ikisi de aynı fiziksel gerçeğin iki yüzüdür. Eğer:


  • Durma mesafesi ve süresi doğru orantılıysa, iki hesap aynı sonuca yaklaşır.

  • Ama gerçek hayatta birisi kısa, öteki uzunsa, sonuçlar değişir.


Peki, Hangi Hesaplama Kullanılmalıdır?


Zamana Göre Kuvvet Hesabı: Momentumun çarpışma süresince sıfırlanmasını esas alır.

Mesafeye Göre Kuvvet Hesabı: Kinetik enerjinin belirli bir mesafede sıfırlanmasını esas alır.


Bu iki yöntem, farklı fiziksel varsayımlara dayanır ve kullanım alanları farklılık gösterir.


Zamana bağlı kuvvet hesabı, vücut etkileşimini daha iyi yansıtır. Kask, hava yastığı, emniyet kemeri vb. koruyucu sistemlerin etkisi bu yöntemle analiz edilir.


Mesafeye bağlı kuvvet hesabı, en kötü senaryoyu belirlemekte etkilidir. Risk farkındalığı ve koruyucu sistem gereksinimi analizlerinde kullanılır.


Mühendislikte ve güvenlik tasarımında en güvenli yaklaşım, en kötü senaryoya göre hesap yapmaktır. Bu da çoğu zaman mesafeye bağlı (iş-enerji temelli) kuvvet hesaplamasının tercih edilmesini gerektirir. Bu yazımızdaki amacımız, yüksekliğin ne kadar tehlikeli bir durum olduğunu açıklamaya çalışmak olduğundan, mesafeye bağlı kuvvet hesabını referans alacağız.


Çalışanlara 3 m den düştüğümüzde ne kadar kuvvet biner sorusunu sormuştuk ve almış olduğumuz cevapların genellikle 100-500 kg arasında olduğunu söylemiştik. Yaptığımız hesaplamalarda 3 m lik düşüş kuvvetlerine bakalım.

Yükseklik (m)

Düşme Süresi (s)

Çarpma Hızı (m/s)

Kuvvet (kgf) – Mesafe (Sert Zemin, 0.1 s)

Kuvvet (kgf) – Süre (Sert Zemin, 0.1 s)

3

0,78

7,67

4.800

626

 

Yaptığımız hesaplamalarda sonuçların verilen cevaplardan yüksek olduğu açıkça görülmektedir. Yukarıda hesaplamalarımızda mesafeye bağlı hesaplamanın daha gerçekçi olacağına değinmiştik. Mesafeye bağlı hesaplamada 3 m lik bir yükseklikten düşüşte 4.800 kilogram-kuvvet binmektedir. Bunun oldukça yüksek ve ölümcül olduğunu herkes kabul edecektir. Zamana bağlı hesaplamada çıkan 626 kilogram-kuvvette oldukça ölümcül bir kuvvettir. Zamana bağlı hesaplamada 626 kilogramkuvvetin ölümcül olmadığını düşünenler olabilir. Burada kendilerine şu soruyu sormalarını istiyoruz ‘’ Kafanızdan yaklaşık 600 kg ‘lık bir kuvvete maruz kalırsanız sonucu ne olur? ‘’ . Bir insanın kafasından alıp ölebileceği minimum darbe kuvvetti yaklaşık olarak 100 kg’dır. O zaman 600 kg’lık bir kuvvet oldukça ölümcül bir kuvvettir.


Düşük yükseklik olarak kabul ettiğimiz yükseklikler, içerisinde bizlerin hayal ettiğinden daha büyük kuvvetler barındırmaktadır. Bu nedenden dolayı hiçbir yüksekliğin küçümsenmemesi ve her türlü yükseklikte tedbir alınması gerekmektedir.


Buraya kadar yapmış olduğumuz açıklamalar ve hesaplamalar çoğu zaman gerçekçi olarak kabul edilmemektedir. Eğitimlerimize katılan kişilerin çoğunluğunun gözlerinden inanmadıklarını ve şüphe ettiklerini görüyoruz. Sizlerde şüphe ediyor olabilirsiniz. Problem yok. İspatlamaya devam edeceğiz. Peki, nasıl ispatlayacağız? Artık yaşayarak öğrenme ve kabul etme aşamasına geldik. Lütfen kendinizi camdan veya balkondan aşağıya atmayın.


Sizleri bir deneyime davet ediyoruz. Yüksekliğin içerisindeki kuvvetlerin ne kadar büyük olduğunu anlamak için olduğunuz yerde zıplayabildiğiniz kadar yükseğe zıplayın ve dizlerinizi bükmeden topuklarınızın üzerine düşün. Sakın yapmayın. Aranızda daha önceden bunu deneyimleyenler olacaktır. Bende küçükken çok denedim. Sizlere ne olduğunu açıklayayım. Topuklarınızda kafanıza doğru büyük bir kuvvet uygulandığını hissedeceksiniz, beliniz ve boynunuz ağrıyacak ve kafanızın içerisinde bir uğultu olacaktır. Bu etkiler uzun bir süre devam edecektir. Bunu sakın yapmayın diye uyarmıştık. Eğer yapmayı kafaya koyduysanız lütfen ayağınızda kalın ve yumuşak tabanlı bir ayakkabı olsun. Bu şekilde bile yapmanızı önermiyoruz. Burada gözünüz biraz korkmuş olabilir.


Herkesin sağlıklı bir şekilde deneyimlemesi için deneyimizi basitleştirelim. Ayağınızda yumuşak ve kalın tabanlı bir ayakkabı olsun. Ayak parmak uçlarınızda yükselin ve topuklarınızın üzerine düşün. Neler hissettiniz? Doğru şekilde yaptıysanız vücudunuza büyük bir kuvvetin bindiğini ayaklarınızdan kafanıza doğru kuvvetin ilerlediğini, vücudunuzun ve yanaklarınızı dalgalandığını ve belinizle kafanızda ağrı oluştuğunu hissetmişsinizdir. Burada yaklaşık 5 cm lik bir düşüş gerçekleştirdik. 5 cm lik bu düşüşte herkes en az vücut ağırlığı kadar bir kuvvete maruz kaldığını doğrulayacaktır. Bu deneyi yapan kişilerin ağırlıklarının 70-80 kg olduğunu tahmin ediyoruz. 5 cm lik bir düşüş için vücudumuza binen kuvvetin 70-80 kg doğrulayacaksınızdır. Hemen deneyimlediğiniz bu kuvveti mesafeye bağlı formül ile 80 kg ağırlığında bir kişi için hesaplayalım.

 

Mesafeye Göre Kuvvet ( Enerji Prensibi )


F = m × g × (h / d)


F = 80 x 9,81 ( 0,05 / 0,05 )


F = 748,8 N = 80 kgf


Deneyimlediğimiz düşüş ile yapmış olduğumuz hesaplamanın aynı olduğunu görülmektedir. O zaman en başta yapmış olduğumuz hesaplamaların sonuçları da gerçektir.

 

Yükseklik (m)

Düşme Süresi (s)

Çarpma Hızı (m/s)

Kuvvet (kgf) – Mesafe  (Sert Zemin, 0.05 m)

Kuvvet (kgf) – Süre (Sert Zemin, 0.1 s)

1

0,45

4,43

1,600

361

2

0,64

6,26

3.200

511

3

0,78

7,67

4.800

626

4

0,90

8,86

6.400

722

5

1,01

9,90

8.000

808

 

Yapmış olduğumuz bu deneyinde gerçekçi olmadığını düşünenler olabilir. Eğitimlerimizde bu deney ile ikna olmayan katılımcılarda olmuştur. Eğer halen ikna olmamış iseniz o zaman ilk deneyi yani zıplayabildiğiniz kadar zıplayarak dizlerinizi bükmeden topuklarınızın üzerine düşün o zaman ne kadar büyük kuvvetler olduğuna ikna olacaksınızdır. ( İnanmayanlar için bu deneyim sorumluluğu kendilerine aittir ve hiçbir şekilde tarafımızdan sorumluluk kabul edilmeyecektir. Yine de yapmanızı tavsiye etmiyoruz )


Yükseklik algımızın fazla olmasının ve belirli yükseklikleri ölümcül ve tehlikeli olarak kabul etmememizin birinci ve en temel sebebi yüksekliğin içerisindeki kuvvetleri bilmemizdendir. Yükseklik içerisinde çok büyük kuvvetlerin bulunduğunu, hiç bir yüksekliği küçümsememiz ve her türlü yükseklikte tedbir almamız gerektiği gerçeğini kabul ettiğinizi düşünüyoruz.

 

 Atlama ve Düşme Arasındaki Fark


Bu bölüme kadar olan tüm açıklamalarımızda halen şüpheleriniz ortadan kalkmamış olabilir. Yükseklik algımızın fazla olmasının ikinci bir sebebi daha var. Buda yüksekten düşme ile yüksekten atlamayı karıştırmamızdır. Atlama kontrollü, düşme ise kontrolsüz bir eylemdir. Atladığımızda vücudumuzun postürü bacaklarımızın hareketi kuvveti önemli derece düşürecek yani sönümleyecektir.

 

 

ree

 

Düşüş sırasında da vücudumuz enerjiyi sönümleyecektir. Fakat düşüş sırasında sönümleyecek yerler kemiklerimiz, kaslarımız ve iç organlarımız olacak ve buda ciddi yaralanmalara ve hatta ölüme neden olacaktır.


Eğitimlerimize katılan katılımcılar genellikle askeri paraşütçülerin yere inerken yaptıkları beş nokta takla kuralını örnek olarak göstermektedirler. Sizce bu atlamak mıdır yoksa düşmek midir ? Cevap tabi ki atlamaktır. Atlama kontrollü, düşme ise kontrolsüz bir eylemdir.


Düşüşün şekli var mıdır?


Genellikle insanlar düşüşün farklı şekillerinin olduğunu düşünmektedir. Eğitimlerimizde katılımcıların çoğunun bu şekilde düşündüğünü görmekteyiz. Aslında düşüşün bariz bir şekli vardır. İnsanlar genellikle kafalarına doğru düşerler. Peki, neden kafalarına doğru düşerler? Bunun sebebi ağırlık merkezidir. İnsanlarda ağırlık merkezi 2. Bel omuru civarıdır.

 

ree

 

 İnsanın ağırlık merkezinden yatay bir çizgi çizelim. Üst kısım alt kısımdan daha ağırdır. Fizikte moment kuralı gereği düşüş sırasında insanlar ağırlık merkezi etrafında ağır olan tarafa dönecektir. Bu durumda öne arkaya ve yanlara doğru olacak düşüşlerde kafa en önde olduğundan insanlar kafalarına doğru konumlanarak genellikle önce kafalarını yere çarpacaklardır. Elbette düşüşün şekline etki eden birçok faktör olacak ve faklı bölgelere doğru düşülecektir. Ancak insanlar genellikle kafa üzerine doğru düşer diye bir genelleme yapmada herhangi bir sakınca olmadığını düşünüyoruz. İnternetten birçok düşüş videosu izlediğinizde bu çıkarımımızın doğruluğunu onaylayacağınızı düşünüyoruz. ( İçerik olarak bu tarz videoların sonuçlarının kötü olması nedeniyle video örneği paylaşmıyoruz.)


Düşüşünüzü yönetebilir misiniz?


Eğitimlerimizde bazı katılımcılar enderde olsa düşüşlerini yöneterek daha az zarar görebilecekleri pozisyonlar ( cenin pozisyonu – baş aşağı iken ayaklara doğru konumlanma – yüz üstü düşerken sırt üstü dönme ) alabileceklerini söylemektedirler. Aranızda da bu şekilde düşünenler, şüphe edenler veya imkansız olduğunu düşünenler olabilir. Evet, düşüş yönetilebilir ve her keste bu yetenek vardır. ( Bu durumu el ve kolu kullanmak ile karıştırmamak gerek net bir pozisyon değişikliğinden bahsediyoruz. ) Ama bu yeteneği belirli yüksekliklerde kullanabilirsiniz. 20-50-100-200 m gibi yüksekliklerden düştüğünüzde düşüşünüzü yönetebilirsiniz. Neden bu kadar büyük yüksekliklerde yapabiliriz, daha düşük ( 1- 5 m ) yüksekliklerde yapamayız. Öncelikle düşüşü algılamamız ve daha sonra buna karşı tepki göstermeniz gerekiyor.


Ersu ŞAŞMA - Milli Atlet
Ersu ŞAŞMA - Milli Atlet

Bir insanın düşüş yaşadığını algılaması, duyusal algı + beyin işleme + motor tepki süresi gibi birkaç bileşenden oluşur. İnsan vücudu düşüşü ilk olarak iç kulakta bulunan vestibüler sistemle (denge organı) ve mekanik reseptörlerle (basınç, denge, ivme değişimi) fark eder. Düşüş algılandıktan sonra, beyin bu durumu anlamlandırır ve bir tepki planlar. Algı ve değerlendirme tamamlandıktan sonra, kaslara tepki sinyali gönderilir:

Aşama

Ortalama Süre

Düşüşü hissetme

0.1 – 0.15 saniye

Algıyı değerlendirme

0.15 – 0.2 saniye

Tepkiyi başlatma

0.1 – 0.2 saniye

Toplam Algılama + Tepki

0.35 – 0.55 saniye

 

Bu süreler bilinci açık, sağlıklı, panik yapmamış bir kişi için geçerlidir. Gerçek hayatta bu süreler panik, korku, yorgunluk vb. etkenlerden dolayı daha uzun olacaktır. Düşüş sırasında algılama ve tepki sürelerine baktığımızda 0,35-0,55 sn olduğu görülmektedir. Gerçek hayattı göz önünde bulundurduğumuzda bir kişinin düşüşü algılama ve tepki verme süresinin 0,55 sn olacağını düşünüyoruz. Yaklaşık 5 m lik bir yükseklikten düşüş süremiz 1 sn ‘dir. Çalışma ortamlarımızda çıktığımız yükseklikler genellikle 3-5 m civarındadır. Bu yüksekliklerden düşüş yaşadığımızda düşüşün yönetilmesinin neredeyse imkansız olduğunu söyleyebiliriz. Düşüş sırasındaki kuvvetleri de göz önünde bulundurduğumuzda düşüşü yönetebileceğini zannederek tedbir almaktan imtina etmenin ne kadar yanlış olduğu görülmektedir.

 

 

 

Yükseklik ( m )

Düşüş Süresi ( sn )

Konum Değiştirme Şansı

1 m

0.45 sn

Tepki vermek için çok yetersiz süre. Düşme tamamlanmadan refleks oluşmaz.

2 m

0.64 sn

Kısıtlı refleks imkânı. Beyin düşmeyi algılayabilir, ancak etkili pozisyon değiştirme zordur.

3 m

0.78 sn

Kısmi tepki mümkündür. Kolları uzatma, başı çevirme gibi sınırlı refleksler olabilir.

5 m

1.01 sn

Temel refleksler devreye girebilir. Vücut savunma pozisyonuna geçebilir.

10 m

1.43 sn

Daha bilinçli tepkiler mümkündür. Kaslar koordine hareket edebilir.

20 m

2.02 sn

Bilinçli postür kontrolü yapılabilir. Vücut pozisyonu yönlendirilebilir.

 

Aklınıza gerçek hayatta yüksekten düşen ve hiçbir zarar görmeyen insan örnekleri gelmiş olabilir. Eğitimlerimizde de katılımcılardan bu şekilde örnekler duymaktayız. Arkadaşım 5 m den düştü adama hiçbir şey olmadı. Daha yüksek yüksekliklerden düşüp zarar görmeyen örnekleri bende gördüm. Bu durumu bir mucizedir. Mucize ile bir genelleme yapmanın saçma olacağını ve buna katılacağınızı düşünüyoruz. Şöyle bir örnek verelim. 10 m yükseklikten 10 kişi aşağıya atlayalım. Sizce kaç kişi hiçbir şey olmadan ayağa kalkıp yoluna devam edecektir? Cevabınız büyük ihtimal 1 veya 2 kişi olacaktır. Bu 1 veya 2 kişiye bakarak 10 m nin tehlikeli ve ölümcül olmadığını söyleyebilir miyiz? Katılımcıların verdiği veya sizin duyduğunuz örnekleri birer mucize olarak değerlendirmek daha doğru olacaktır. Mucizeleri umarak yaşamanın doğru olmadığını düşünüyoruz.


Yüksekten Düştüğünüzde Ne Olur?


Yüksekten düşen bir insan düşüş sonucu oluşacak kuvvetlere maruz kaldığında vücudu kuvvetleri sönümleyecektir. Kuvvetleri kemiklerimiz, kaslarımız ve iç organlarımız sönümleyecektir. Kemikler sönümlediğinde açık veya kapalı kırıklar, kaslar sönümlediğinde doku zedelenmesi ve kas yırtılmaları ve iç organlar sönümlediğinde ise iç kanama olacaktır. Yüksekten düşmelerde genellikle belirtiğimiz zararlar aynı anda gerçekleşecektir. Buda oldukça ölümcül bir durum olacaktır.


Yükseklik ile ilgili belirtiğimiz tüm hususlara bir bütün olarak baktığımızda her türlü yüksekliğin ölümcül ve tehlikeli olduğu açık bir şekilde görülmektedir. Bu nedenden dolayı hiçbir yüksekliği küçümsememeli ve her türlü yükseklikte tedbir almalıyız.


Kaynaklar


Horak, F. B. (2006). Postural orientation and equilibrium: what do we need to know about neural control of balance to prevent falls? Age and Ageing,


Robinovitch, S. N., et al. (2003). Biomechanical analysis of falls. Journal of Biomechanics


Yoganandan, N., Pintar, F. A., & Maiman, D. J. (2000). Biomechanics of falls and injury prevention. In Clinical Biomechanics.


Tozeren, A. (2000). Human Body Dynamics: Classical Mechanics and Human Movement. Springer.


Yazar


Canip BALTA ( İş Güvenliği Uzmanı / Yüksekte Çalışma ve Kurtarma Eğitmeni / İrata L3 )


Not: Hallmark Mobil Eğitim Çözümleri olarak, ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği kültürünün gelişmesine katkı sunmayı gönülden benimsiyoruz. Bu amaçla bilgi ve deneyimlerimizi paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz. Paylaşımlarımız, ticari ya da kişisel reklam amacı taşımadıkça, kaynak gösterilerek kullanılabilir.

 
 
 

Yorumlar


  • Hallmark Mobil Eğitim Çzöümleri
  • Hallmark Mobil Eğitim Çözümleri
  • Hallmark Mobil Eğitim Çözümleri
  • Twitter Social Icon
  • YouTube Social  Icon

İLETİŞİM

Nispetiye Cad. Gazi Güçnar Sk.

Uygur İş Merkezi No: 4 D:5

Beşiktaş / İstanbul

T: 0212 337 27 25

F: 0212 337 27 60

M: info@hallmark.com.tr

© 2016 Hallmark

SORULARINIZ İÇİN

Ayrıntılarınız gönderildi

bottom of page